BİR GÖÇ HİKAYESİ

BİR GÖÇ HİKAYESİ

 

Yüreğimi işledim şiirlere

kendimi bıraktım bilinmez düşlere

yorulmadan

usanmadan, bıkmadan

yürüdüm

sen aklımda bile yoktun

sınırları geçerken

bilinmez düşlerime kavuşmak istiyordum

geçte olsa

toprağı eledim

çiftçi çocuğuydum nede olsa

hiç öyle süslü-püslü oyuncaklarım olmadı

türküler hep yarım kaldı dudaklarımda…

 

 

Yürüdüm

dağlarda,

ıssız gecelerde

suyu buz kesmiş nehirlerde

duygular derya misali boynumda

batıp çıkıp çırpındım

hayatın bütün tuzaklarından geçtim

sen uzaklardaydın

dakikalar kurşun gibi

işledi beynime

gözlerimi kapasam

unutulacağımı biliyordum

kimler unutulmadıki…

kaçıncı cemrenin düştüğünü bilmeden

dönüp ardıma bile bakmadan

elekte elenmiş halimle yürüdüm

Anadolu kokuyordum

kolaymıydı öyle yıkılmak

öyle pes etmek kolaymıydı…

 

 

Ve bir gün

ansızın çattım hayatın demine

duruldum, yoruldum

bir ceylan gibi vuruldum

oturup bir kez daha düşündüm

dünyayı, insanları, tabiatı

baktım herkes bir yerlerden göç ediyor

toprak göç ediyor

kuşlar göç ediyor

gökteki yıldızlar bile göç ediyor

çok geç oldu ama öğrendim

ben aslında

kendimden göç etmişim…

 

Leave a comment