NUR YÜZLÜM

NUR  YÜZLÜM

 

Dün  gece  seni  gördüm  düşümde

gözlerinden  Fırat  akıyordu

nerdesin

gel  kucağıma  diyordun

özledim  seni  diyordun…

ak  saçların  kıvrım  kıvrımdı

tülbentinin  altında

kırış  kırıştı  alnın

parmaklarında  halen  nasır  yaraları  vardı

nur  yüzün  

pırıl  pırıl  gözlerinle

yıldızsız  bir  akşamda

bir  pencere  kenarında

yollarımı  gözlüyordun

ağıtlar  yakıyordun

gözyaşlarını  Fırat’a  döküyordun

beni  bağrına  basıpta

yüreğinin  derinliklerinden

bir  oh… çekmek  istiyordun…

 

Biliyorum  

biliyorum  hasretimin  seni  erittiğini

dayanamadığını

artık  dönmemi  istediğini

artık  pencere  kenarlarında  beklemekten  bıktığını

biliyorum  ama

ne  yapalım  nur  yüzlüm

ne  yapalım  yazılmış  alnımıza…

 

 

Her  an  öylesine  doluyumki  nur  yüzlüm

içimde  çağlayanlar  coşar

nehirler  akar

biçare  ormanlar  yanar

kıyametler  kopar.

her  hayın  gecede

bir  mayın  tarlasına  düşmüşçesine  ürkek

bir  mahkum  kadar  yaralıyım

ve  gece  başımı  yastığa  koyduğumda  

düşümde  sen

ak  sakallı  babam

kardaşlarım,  bacılarım

ve  memleketim.

 

Leave a comment