İlla Edep İlla Edep

İlla Edep İlla Edep

Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep

Dediler ilim geride, illa edep illa edep.

Yunus Emre’nin mısralarında ve Hz. Ömer’in ifade ettiği gibi “Edep, ilimden önce gelir”

Hz. Ali“Edep, aklın suretidir”Diyerek “Edebi akla, aklı kalbe” bağlamış. Hz. Lokman “Edep asaletten, ilim maldan hayırlıdır.” Demiş. “Sizin en hayırlınız, ahlâkça en güzel olanınızdır.” Demiş Hz. Muhammedve “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” Demiş Allah kelamı ayet…

Edep; ahlak, hayâ, erdem, tevazu, nezaket, cömertlik, terbiye, kanaat, görgü, incelik, sabır, şükür, tevekkül, merhamet, af ve vb. güzel huylar yani Adab-ı muaşeret kuralları anlamındadır.

Edep; Sözü ve özü bir olmak, doğru ve dürüst olmak, güvenilir ve karakter sahibi olmak, omurgalı durmak, eğilip bükülmemek, el etek öpmemek, Yalan söylememek, kul hakkı yememek, harama el uzatmamak, iftira atmamak gibi mânevi bir disiplindir.

Edep; İnsan olmanın yüklediği sorumlulukları hayatın merkezine yerleştirmek ve bu sorumlulukları fikirde, niyette, eylemde yaşamaktır. Edep dairesi içerisinde olmayan hiçbir işin sonu hayırlı olmaz. Hz. Mevlana’nın söylediği gibi “İnsan ile hayvan arasındaki fark edeptir.”

Estetik, ahenk ve güzelliği temsil eden “Edebiyat” sözcüğü bile “edep”ten gelir. Edepli yazılar manasındadır. Bu yazıları Yazan kişiye de “Edip” denir. Mehmet Akif Ersoy “Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter.” Demiş.

İnsan ister alim, ister kral, isterse de Karun kadar varlıklı olsun eğer “edep” ten yoksunsa makamın mevkinin hiçbir önemi yoktur. Bu minvalde üstad Necip Fazıl Kısakürek şöyle diyor!

İnsan da yok ise edep,

Neylesin medrese mektep.

Okusa okusa alim olsa

Yine merkep, yine merkep.

Maalesef Günümüzde edep kavramı o kadar dejenere edildi ki artık herkes kendi bakış açısına göre bir “edep” tarifi yapıyor. Herkes kendi derneğinde, spor kulübünde, siyasi görüşünde, hatta kendi tarikatında ki kişiyi edepli diğerlerini de edep ten yoksun olarak görüyor.

İlişkilerini çıkar ve rant üzerine inşa edenler, rüzgarın yönüne göre dönenler, el-pençe divana duranlar, hokkabazlar, fırıldaklar edepli biri olarak algılanıyor!

Hille, baskı, şantajı hayatın bir parçası haline getirenler, konumlarını iftiralar, yalanlar, kirli işler üzerinden sürdürmeye çalışanlar edep abidesi olarak görülüyor!

 Ahiretlerini dünyalık işlere tercih edenler, Allah’ın ayetlerini üç kuruşa yorumlayıp satan tacirler edepli oluyor! Şair Ramazan Zeyrek’in şu mısraları da önemli!

Nerde kaldı edep nerde kaldı haya?
Süt çürüdü, bal koktu, bozuldu maya…

Herkesin kendi doğrularına göre “edep” kavramını kirlettiği şu dönemde söylenmesi gereken tek şey var “ Edep Ya Hu ”

Leave a comment