Hemşehri Dernekleri
Türkiye’de 1950 yılından itibaren sanayileşme ile birlikte kentlere hızlı ve düzensiz bir göç dalgası başlar. O yılların verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 75’i belde ve köyler de yüzde 25’i ise şehirler de yaşamaktaydı. 2019 verilerine göre ise Türkiye nüfusunun yüzde 7,2 si Belde ve köylerde yüzde 92,8 ise İl ve ilçe merkezlerinde ikamet etmektedir.
Göç dalgasının başlıca sebepleri; tarım alanlarının verimsizliği, sağlık, eğitim ve iş imkanlarının yetersizliği ve siyasi çalkantılardan oluşuyordu. Ayrıca sanayileşme ile birlikte kent yaşamının ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan daha cazip hale gelmesi insanların akın akın şehirlere göç etmesine neden oluyordu.
Kentlerimizin yerel ve kamu yönetimleri bu hızlı göçlere hazırlıklı değildi, imkanları yetersizdi. Sonuçta çarpık ve düzensiz bir kentleşmenin yanı sıra konut, yol, altyapı, okul, istihdam, sağlık ve eğitim gibi konularda ciddi sorunlar yaşandı ve o sürecin sancıları bugün dahi devam ediyor.
Kentlere göç eden insanların ayakta kalıp varlığını sürdürmek için uzun süre bocaladığı görülür. Bireyler kente tutunma, iş bulma, barınma vb. sorunlara çözüm bulmak için aynı il veya bölgeden gelen insanlarla dayanışma biçimleri geliştirir. Bu süreçte “Hemşehrilik” ve “Hemşehri Dernekleri” devreye girer…
“Hemşehri” “aynı köy, ilçe ve il’ den olan, kısacası aynı “memleketli” olarak tanımlanan bir kavramdır.
Hemşehriler kendi aralarında yardımlaşma ve dayanışma ağı kurarak sorunların üstesinden gelmeye çalışır. Bu ağ, onların aynı mahallede hatta aynı sokakta kümelenmelerine neden olur. Bu şekilde yabancılık hissi çekmeden ve yalnızlaşmadan birbirlerine tutunarak ayakta kalma mücadelesi verirler.
Organize olan bu hemşehri ağları 1970 lerde başlayarak 1980 sonrası hızlıca kurumsal bir yapı olan “Hemşehri Dernekleri” ne dönüşür. Bu dönüşüm birçok sosyolog ve toplumbilimci tarafından “tampon bir mekanizma” olarak nitelendirilir.
Hemşehri Dernekleri; göç eden bireylerin örf, adet, gelenek, görenek gibi manevi ve kültürel değerlerini kaybetmeden gelecek kuşaklara aktarılmasına aracılık yaparlar. Bu vesile ile Spor faaliyetleri, konser, piknik, panel, kermes vb gibi çeşitli etkinlikler düzenleyerek birbirlerini tanımayan hemşehrilerin tanışması ve kaynaşmasına öncülük ederler. Özellikle genç nesilleri kötülüklerden korumak için çeşitli etkinliklerle dernek çatısı altında tutmaya çalışırlar.
Düğün, nişan, cenaze gibi insan yaşamının en önemli anlarında hemşehrisinin yanında olup sevinç ve özüntülerini paylaşırlar.
Günümüz de özellikle kentlerde yardımlaşma, dayanışma, arkadaş, dost, aile vb. bağların zayıfladığı bir dönemde Hemşehri dernekleri bu tür bağların canlı kalmasına ve güç kaynağı olmasına yardımcı olmaktadırlar.
Aidiyet duygusu gereği doğdukları yerleri de unutmayan hemşehriler, birçok köy, ilçe ve il’e cami, okul, yol, elektrik, su gibi hizmetlerin götürülmesine öncülük yapıyorlar. Memleketlerine Yatırım yapılmasına ön ayak olup istihdama katkı sunmaya çalışıyorlar. Özellikle öğrencilere burs verme de etkin rol oynayarak eğitime önemli ölçüde destek oluyorlar. Çevrelerinde ki İhtiyaç sahiplerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Doğdukları ve doydukları şehirler arsında bir köprü vazifesi görüp, kültürel geziler yaparak önyargıların kırılmasına, Anadolu’nun zengin tarihi, kültürü, turizmi, sanatı, sosyal hayatı, yöresel lezzetleri, el sanatları, müzik, şiir ve folklorunun bir araya gelmesine öncülük ederek gönüllü kültür elçiliği vazifesi yapıyorlar.
Hemşehri dernekleri; Bireylerin göç ettiği kentin kültürüne uyum ve kent bilincinin oluşması için yoğun çaba harcamaktadırlar. Tamamen toplumsal iyilikten yana olan bu dernekler kent yaşamında ortaya çıkabilecek kültürel çatışmaları da önlemektedirler. Ayrıca yaşanılan mahalle, cadde ve sokakta ki asfalt, su, elektrik, kanalizasyon gibi altyapı ve üstyapı sorunlarını yerel ve kamu yönetimleriyle paylaşarak eksikliklerin giderilmesini sağlamak gibi misyonları vardır.
Göç ettikleri şehirleri “asıl memleket” olarak gören, özümseyen, şehrin sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik hayatına katkı sunmaya çalışan, Eğitim, sağlık, trafik, ekonomi, ticaret, turizm, hava ve çevre kirliliği, tarım ve hayvancılık gibi birçok konuda “yük olan değil yük alan” taraf olup daha yaşanılabilir bir kent için fikir üreten, proje hazırlayan önemli Sivil toplum kuruluşlarıdır.
Hemşehri dernekleri; Etnik, dini, siyasi vb. farklılıkları bir araya getiren, toplumsal bütünleşmeye katkı sunan önemli kurumlardır. Ortak değerlerin güçlendirilmesi, kültürler arası anlayışın oluşturulması, ekonomik refahın yükseltilmesi, toplumsal adaletin derinleştirilmesi, fırsat eşitliğinin geliştirilmesi ve daha iyi bir toplum idealinin hayata geçirilmesi için demokratik yapılanmanın temel taşları olarak görülmelidirler…